whatsapp

HIZLI MENU

Çalışma Alanlarımız

MEDENİ HUKUK  

Toplumsal yaşamı düzenleyen hukuk kuralları arasında yer alan medeni hukuk kuralları, bireyin doğumdan ölüme kadar tüm özel ilişkilerini düzenlemektedir. Bu çerçevede medeni hukuk, kapsamlı bir üst başlık olan hukuk dalıdır. Medeni Hukuk dalının altında kişiler hukuku, aile hukuku, eşya hukuku ve miras hukuku yer almaktadır. Borçlar hukuku da, Medeni Hukukun bir alt türüdür. Türk Borçlar Kanunu md. 646’ da, “Bu Kanun, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır.”, denilerek, maddede, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 5 inci maddesinde yapılan yollama uyarınca, Türk Borçlar Kanunu’nun, Türk Medenî Kanunu’nun Beşinci Kitabını oluşturduğu ve onun tamamlayıcısı olduğu belirtilmiştir. Türk Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısıdır. Dolayısıyla Medeni Hukuk dar anlamda sadece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun bölümleri içermektedir; geniş anlamda ise, bunun yanında Borçlar Hukukunu da kapsamaktadır.

Medeni Hukukun en önemli kaynağını oluşturan 4721 sayılı Türk Medeni Kanun;

BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ (MADDE 1 — MADDE 7)

KİŞİLER HUKUKU (MADDE 8 — MADDE 117)

AİLE HUKUKU (MADDE 118 — MADDE 494)

MİRAS HUKUKU (MADDE 495 — MADDE 682)

EŞYA HUKUKU (MADDE 683 — MADDE 1027)

olmak üzere başlangıç ile dört kitaptan oluşmaktadır.

 

ANAYASA HUKUKU 

Anayasa, devlet faaliyetlerini düzenleyen yasa metni olup, devletin oluşum biçimini düzenlemektedirve hem devleti hem de bireyi kapsamaktadır. Devletle birey ilişkilerini hukuk kurallarına bağlı olarak düzenlemektedir. Anayasa hukuku, devletin temel organları olan yasama, yürütme ve yargı organlarının kuruluşunu, işleyişini ve bu organlar arasındaki karşılıklı ilişkileri; vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen hukuk kurallarını inceleyen hukuk dalıdır. Temel kurallar bütünü olarak, önce siyasal iktidarı düzenleme konusu yapan, giderek insan haklarını da doğrudan metne dahil eden anayasa, üstün normdur. Anayasa, üstün norm olma özelliğini, yasaların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimi ile kazanmıştır. Anayasa hukuku, kurulu iktidarları düzenler ve kurallara bağlar. Siyasal organlar olan yasama ve yürütme erkleri arasındaki ilişkiyi inceleyen anayasa hukuku, yargı erkini de incelemektedir. Yargı erki, siyasal bir organ değil; hukuku uygulayan organdır. Anayasa hukukunun sacayağı, kurumsal anayasa hukuku, özgürlükler anayasa hukuku ve içtihadi anayasa hukukudur. 

 

CEZA HUKUKU 

Ceza Hukuku, “suç” tanımına giren olaylar ile “suç” tanımına giren olaylara uygulanacak yaptırımlar olan “ceza” ‘ lara ilişkin incelemelerin yer aldığı hukuk dalıdır. Suç, toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin ihlâli niteliğini taşıyan, “haksızlık” teşkil eden davranışlardır. Suç, bir haksızlık olmakla birlikte, her haksızlık kanunlarda suç olarak tanımlanmamıştır. Bazı hareketler, her ne kadar haksız olursa olsun, kanunda “suç” olarak tanımlanmadığı sürece ceza hukukunun konusunu oluşturmaz ve bu haksızlıklar karşılığı özel hukuk yaptırımları ya da idari yaptırımlarda uygulama ve değerlendirme alanı bulmaktadır. Ceza hukuku yaptırımlarının, kişi hak ve özgürlüklerine doğrudan müdahale niteliği taşıdığı için “son çare” olarak görülmesi gerekmektedir.

İnsanları, kuralın içerdiği emir ya da yasağa uygun davranmaya zorlayan şey, davranışlarla söz konusu emir ya da yasağı ihlâl etmeleri halinde cezalandırılacakları düşüncesidir. Bu nedenle, her suç tanımı karşılığında bir de yaptırım içerir. Suç karşılığı olarak öngörülen yaptırımlar ceza ya da güvenlik tedbirleridir.

Ceza hukuku, kamu hukukunun dalıdır. Suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlayan ceza muhakemesi süreci, soruşturma ve kovuşturma makamları vasıtasıyla yerine getirilmektedir. Doktrinde ceza hukuku genel olarak kendi içinde üç alt gruba ayrılarak incelenmekte olup, maddi ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku ve infaz hukuku şeklindedir. Maddi ceza hukuku; suçun unsurlarını, cezaya hükmedilmesi için aranan şartları ve karşılığındaki yaptırımları inceler. Maddi ceza hukuku, genel hükümler ve özel hükümler olarak ikiye ayrılmaktadır. Ceza hukuku genel hükümler kısmında, her suç için geçerli olan temel bilgiler yer almaktadır. TCK md. 1-75 maddeleri aralığında yer alan bu ilk kısım “genel hükümler” başlığı altında incelenmektedir ve bu kısımda bütün suçlar için geçerli olan ortak kurallara yer verilmektedir. Ceza hukuku özel hükümler kısmında ise, “suç” olarak gösterilen fiiller ve bunlara ilişkin yaptırımlar yer almaktadır. 

 

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU 

Ceza Muhakemesi Hukuku, bir suç şüphesi üzerine soruşturma aşaması ile başlayıp, suç olup olmadığı konusunda kesin bir karara varılana kadar devam eden, soruşturma evresinin tamamı ile kovuşturma evresinin tamamında uygulanacak usul kurallarını inceleyen hukuk dalıdır. Ceza Muhakemesi Hukukunun temel kaynağı Ceza Muhakemesi Kanunudur. CMK md. 1’ de açıkça, bu kanunun, ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki kuralları içerdiği, bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenlediği yer almaktadır. Soruşturma aşamasının nasıl yürütüleceği, kovuşturma aşamasındaki usullerin neler olduğu kanunda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.  

 

TİCARET HUKUKU 

Ticaret hukuku, özel hukukun bir dalı olup, Medeni hukuktan sonraki en geniş özel hukuk sahasını içermektedir. Ticaret Hukuku, Medeni Hukuk ve Borçlar Hukukundan kapsam ve faaliyet bakımından farklı olmasına rağmen, Medeni Kanununun da ayrılmaz parçasıdır. Kaldı ki zaten Medeni Kanunun ve Borçlar Kanununun genel hükümleri, tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulama alanı bulmaktadır. Ticaret hukukunun uygulanma alanının tespitine ilişkin sistemler, sübjektif sistem, objektif sistem, karma sistem ve modern sistem olmak üzere dört ayrı sistem vardır. Eski ticaret kanunumuz karma sisteme örnek gösterilirken; 6102 sayılı TTK, uygulama alanı ticari işletmeler olan, ticari işletmeleri esas alan sistem olan modern sistemi esas almıştır. 

 

DENİZ TİCARET HUKUKU 

Gemilerin denizde sefer yapmalarının, bireyler veya kamu tüzel kişileri arasında ortaya çıkardığı özel hukuk alanındaki hukuki ilişkilerini düzenleyen hukuk dalına Deniz Hususi Hukuku denir. Deniz Hususi Hukuku, Genel Olarak Deniz Hususi Hukuku ve Deniz Ticaret Hukuku olmak üzere iki dala ayrılmaktadır. Deniz Ticaret Hukuku, ticaret gemilerinin denizde sefer yapmaları dolayısıyla bireyler arasında doğan hukuki ilişkileri düzenlemektedir. Deniz Ticaret Hukukunun temel kaynağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun, “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabıdır. Türk Ticaret Kanununun yanı sıra, bayrak ve gemi siciline ilişkin maddeler gibi gemilerle ilgili kamu hukuku kuralları da kaynaklar arasında yer almaktadır. Deniz Ticaret Hukuku hükümlerinden bazıları, deniz ticaretinde kullanılmayan gemilere de uygulanabilmektedir.

 

DENİZ HUKUKU 

Gemilerin denizde sefer yapmaları, bireyler arasında, devlet-birey arasında ve devletler arasında çeşitli hukuki ilişkiler ortaya çıkarmaktadır. Bu hukuki ilişkileri düzenleyen özel hukuk kurallarını inceleyen hukuk dalına Deniz Hukuku denilmektedir. Deniz hukukunun içeriğini, kuralların içeriğinden ziyade, konusu belirlemektedir. Deniz taşımalarının şartları, buna bağlı rizikolar her zaman özel bir düzenlemeyi gerektirmiştir. Deniz hukuku, deniz kamu hukuku ve deniz hususi hukuku olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Deniz kamu hukuku, gemilerin denizde sefer yapmalarının, devlet-birey arasında ve devletler arasında ortaya çıkardığı kamu hukuku alanındaki hukuki ilişkilerini düzenlemektedir. Deniz kamu hukukunun dallarını, deniz devletler hukuku, deniz idare hukuku, deniz ceza hukuku ve deniz sosyal hukuku oluşturmaktadır.

 

KAT MÜLKİYETİ HUKUKU 

Apartmanlar, siteler, toplu yapılar; kat malikleri, kiracılar ya da  diğer kullananlar için kurallara uyulması gereken yerleşim yerleri olup,  634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda yönetim esasları, toplu yapı sakinlerinin ve maliklerinin hakları, borçları, ortak alanlarda uymaları gereken kurallar, giderlere katılma gibi yükümlülükleri ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Kat mülkiyeti, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda özel olarak düzenlenmiştir. 634 sayılı kanun kat mülkiyetine ilişkin davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu belirtmiştir. Kat mülkiyeti, arsa ve ana gayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı olan, özel mülkiyettir.  Kat mülkiyeti ve kat irtifakı, Tapu Sicil Tüzüğüne göre tutulan kat mülkiyeti kütüğüne tescil olur. Bu bağlamda kat maliki ve kat irtifakı sahibi, Kat Mülkiyeti Kanunun özel hükümleri gereği bağımsız ve ortak yerler üzerindeki birçok hakkın yanında,  Türk Medeni Kanunun malike verdiği mülkiyet hakkına dayalı olan tüm haklardan da yararlanacaktır. Kat Malikleri/sakinleri, Kat Mülkiyeti Kanunu gereği haklara sahip olmakla, borç altına da girmektedir. Kat Malikleri/sakinleri, müstakil bölümleri, ortak yerleri ve eklentileri kullanırken, iyi niyet kurallarına uyarak, diğer malikleri/sakinleri rahatsız etmeme, yönetim planına uyma gibi yükümlülüklere uymalıdır. Kat Mülkiyeti Kanunuyla kat malikleri genel giderlere katılma (kapıcı veya kaloriferci ücretleri, ortak yerlerin bakımı, onarımı ve korunması için ödenen ücretler, vs.) yükümü altındadır. Kiracılar/ oturma hakkına sahip kişiler, bu giderlerden kira miktarıyla sınırlı olacak şekilde sorumludur. Kat mülkiyeti bağımsız bölüm üzerinde kurulmuş bir mülkiyettir. Eşya hukukunun “belirlilik ilkesi” nin istisnasıdır. Kat mülkiyetinin kapsamına, bağımsız bölümler, eklentiler ve arsa ve ortak yerler üzerindeki haklar girer.

 

ŞİRKETLER HUKUKU 

Şirketler hukuku, şirket yönetici ve denetçilerinin cezai sorumlulukları bakımından kamu hukuku ile ilgilidir. Bununla birlikte şirketlerin temelini sözleşme oluşturduğundan, özel hukuk dalı olan borçlar hukuku ile de ilgilidir. Şirket, hukuki veya fiili amaç için birden çok kişinin bir araya gelerek oluşturduğu ortaklıktır. Kazanç sağlamak ve ortaklar arasında paylaşmak amacı taşıyan mal ve kişi topluluğunu oluşturan ortaklıktır. Adi şirket, Borçlar kanununda düzenlenmiştir. Ticaret şirketleri Ticaret Kanununda düzenlenmiş olup, kollektif, anonim, limited, paylı komandit (sermayesi paylara bölünmüş komandit), adi komandit ve kooperatiflerdir. Kooperatifler, Kooperatifler Kanununda düzenlenmiştir. 

 

TİCARİ İŞLETME HUKUKU 

Ekonomik menfaat sağlamak üzere emek ve sermayenin bir araya getirilmesi ile “işletme” oluşmaktadır. Her işletme ticari işletme değildir. TTK md.11’ de de belirtildiği üzere, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme, ticari işletmedir. Ticari işletmenin unsurları, kazanç sağlama amacı, bağımsızlık, süreklilik ve esnaf faaliyeti sınırlarını aşma olmak üzere dört unsurdan ibarettir. 

 

TAŞIMA HUKUKU 

 

BORÇLAR HUKUKU 

 

MEDENİ USUL HUKUKU 

 

İDARE HUKUKU 

 

VERGİ HUKUKU 

 

FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET HUKUKU 

 

İNSAN HAKLARI HUKUKU 

 

EŞYA HUKUKU 

 

İŞ HUKUKU 

 

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU 

 

SİGORTA HUKUKU 

 

TÜKETİCİ HUKUKU/REKABET HUKUKU 

 

MİRAS HUKUKU 

 

İCRA VE İFLAS HUKUKU 

 

SAĞLIK HUKUKU 

 

SPOR HUKUKU 

 

ENERJİ HUKUKU 

 

KİŞİLER HUKUKU 

 

AİLE HUKUKU 

 

GAYRİMENKUL HUKUKU 

 

KIYMETLİ EVRAK HUKUKU